8 Ocak 2018, iş yerinde Outlook’uma bir e-posta geldi, e-posta başlığı şu şekildeydi: “Efsanelerin deneyimlerini yaşamaya hazır mısın?”

Mail ASO’dan geliyordu. İlgimi çekti ve okumaya başladım. Şahane kasabalar ve  yollar göreceğimizden ve  efsanevi tırmanışların olacağından bahsediyordu. En önemlisi de L’Étape du Tour de France tamamen trafiğe kapalı güzergahlar sunan tek organizasyon olmasıydı. 16.000 bisikletli bir dağ kasabasında toplanacak ve o kasabayı  adeta bir bisiklet karnavalına çevirecekti. Çok heyecan verici değil mi?

Çevremde bu yarışa daha önce katılan yoktu. Aslına bakarsanız organizasyonu daha önce duymamıştım bile. E-posta’daki linki tıklayarak yönlendirdiği siteyi kurcalamaya başladım. Fransa Alpleri’ni yazın da görme isteğim, organizayonu ASO’nun yapması vs. derken siteye girdikten sonra ödemeyi yapmam 10 dakika falan  sürdü. Ekranı kapatarak işe geri döndüm.

Aradan 2-3 gün geçti ve tekrar siteye girip baktığımda 4000 m tırmanışın ne ifade ettiğini idrak etmeye başladım. Yarış Fransa’nın Rhône-Alpes bölgesinde rüya şehir Annecy ile Le Grand Bornand arasında olacaktı. Daha önce de Tour de France’da rota olarak kullanılan ünlü col de Romme ve 1618 m rakımındaki (Valverde’nin şalteri indirmeye başladığı yükseklik seviyesine tekabül ediyor) col de la Colombiere yokuşlarını içermekteydi. 3 tane 1. kategori ve 1 tane de HC ile isimlendirilen kategori dışı (hors catagorie) tırmanıştan oluşmaktaydı. Kendime o sıra şöyle izah ettim, 1300 m kotundaki Kartepe’ye 3 defa çıkmak ve bunu 169 km bir etap içerisinde yapmam bekleniyordu.

Annecy gerçekten rüya şehir. Dünya üzerinde nerede yaşamak istersin deseler orayı seçebilirim. Kış olimpiyatlarına da ev sahipliği yapan dünyanın en iyi kayak merkezlerine yakın mesafede yer alıyor. Birçok Alpine kayakçının doğum yeri, Mavic’in kurulduğu yer. Hatta yamaç paraşütünde de çok ünlüymüş. Şehrin ortasında adını aldığı ya da adını verdiği bir göl var. Prada çeşitli su sporları organize ediliyor. Yüzmesi de çok keyifli. Bu gölün etrafında, Alberto Contador’un kazandığı, 2009 Tour de France’ın 18. Etabı bireysel zamana karşı yarışı da  düzenlenmiş. Etap içerisindeki col de la Colombiere’i de organizasyonda tanışıp sohbet etme şansı bulduğum Frank Schleck kazanmış. Konuşmamızda ben ona teker kalınlığını 21’den 23’ e çevirmeli miyim sorusunu yöneltince o bana ertesi gün 2. Zirve olan (HC) tırmanacağım Col des Glieres’in Fransa’nın 5 km ortalaması ile en dik yokuşlarından olduğunu, 11.4% eğimin bulunduğunu (en dik olanı 11.5%) yani yarın için 21-23 den daha önemli sorunlarım olabileceği cevabını şımarık bir tavırla vermişti.

Türkiye’de de amatörler için düzenlenen birçok bisiklet yarışına katılmıştım. Yarış başlar, önden bir iki grup kopar gider, arkadan kendi dişinde birilerini yakalarsın, hızı benzer yaşı benzer insanlarla gidersin. Burada pek öyle olmuyor. Her an 60 yaşında bir amcadan atak yiyor ya da inişte 60 yaşında olduğunu bile anlayamayacağın bir hızda gözden kayboluyor arkasından bakıyorsun. Veteranlar olarak mı tanımlamalı bilemiyorum, masterlar da vardı. Tamamen organizasyon ASO’nun olduğu için emekliye ayrılan ve tekrar eski günlerini hatırlamak isteyen Word tour takımlarından emekliler de oluyormuş, takımlarının bu yarışlara girme ihtimali olmayan pro continental’cılar bile başkasının adına (profesyonel olmaması gerekiyor sanırım katılımcının) gizli gizli katılıyorlarmış.

Burada yarış boyunca çekmiş olduğum Gopro kayıtlarından oluşturduğum 20′ dakilalık bir video bulabilirsiniz.  Bu sayede zihninizde daha iyi canlanacaktır.

Özetle Eğer Fransa’da yaşasaydım her sene bu yarışa katılırdım.  Sizin de katılmanız dileği ile…

Not: Yarışa hazırlık süreçleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak adına Yıldırım Bayazıt’ın bloguna göz atmayı unutmayın.

https://ybayazit83.wixsite.com/blog/post/tour-de-france

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın