Spor, içimizdeki durmak bilmez enerjinin parkurlara, sahalara, doğaya… kısacası birçok ortama yansımasıdır. Herhangi bir cinsiyet, din, ırk ayırt etmeden evrensel bir çizgide buluşulan bir olgudur. Spor, bütün insanlığı ortak paydada birleştirebilecek bir güce sahiptir.

Toplumsal karakterin gelişmesinde spor son derece önem taşımaktadır ve toplum içerisinde yeşeren sevgi, saygı, etik, ahlak ve erdem gibi değerlerin kazanılmasında sporun etkisi inkâr edilemez. Spor dünyası ve hayat iç içedir. Toplum üzerinde örnek olma, yol gösterme durumu olan sporcu için de bu noktada “etik ve ahlak” kavramları önem kazanmaktadır. Peki, nedir bu kavramlar, göz atmaya ne dersiniz?

Etik ve Ahlak kavramları nedir?

Bu iki kavram birbirinden ayrı düşünülemez, birbirinin tamamlayıcısıdır. İnsan hayatında farklı alanlarda yer edinen “etik” kavramı Yunanca “ethos” sözcüğünden türetilmiştir. Etik, “ahlak üzerine düşünme ya da ahlak üzerine felsefe yapma etkinliği” olarak ifade bulurken, ahlak ise Arapça “hulk” sözcüğünün çoğuludur ve “davranışlar” anlamına gelmektedir. Dolayısı ile ahlak insan davranışlarını ifade eder, etik ise insan davranışlarının temelini araştıran bir disiplindir (Aydın, 2006: 13-14).  Bu noktada etiğin doğru veya yanlış davranışın teorisi, ahlakın ise onun davranışa dökülüş biçimi olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki kavramının birbirinden ayrılamamasının nedeni iç içe geçmiş olmasındandır. Etik bir ahlak felsefesidir, ahlak da etiğin araştırma alanıdır. Etik ahlakın ve ahlaki davranışın kökenlerini araştırır (Turhan, 2007). Sporun evrensel olma durumu göz önüne alındığında, sporda da ahlaki davranışların incelenmesinde ve bazı davranışların örnek olarak ortaya çıkarılmasında spor etiği bizlere yol gösterecektir.

Spor Etiği Nedir?

Çok zor ve kötü zamanlar geçirdik. Yurdun dört bir yanında yangınlar, seller… Canımızı sıkan birçok gündemle karşı karşıya kaldık. Ama bir durum yüzümüzü güldürdü bu zor günlerde: “2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları” Sporun toplumdan bağımsız düşünülemeyeceğini, alınan madalyalarla ağlayan gözlerimizin gülümsemeyle silindiğini gördük, gururunu yaşadık. Sporda kazanılan uluslararası başarılar, toplumun moral düzeyinin yükselmesinde ve günlük yaşam motivasyonun artmasında önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple spor etiği de birtakım değerlerin topluma kazandırılmasında sporun rolü üzerinde durmaktadır. Bu değerlerden bazılarına baktığımızda: “saygı, adil olma, haksız avantajı reddetme, özgür olmak, objektiflik, güvenilirlik, dürüstlük vb…” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür davranışların kazandırılabilmesi için sporcuların örnek olarak topluma ayna tutmaları gerekmektedir.

Spor, özünde bir erdem etkinliğidir. Bu bağlamda spor etiği sporcuların ahlaki olgunluk kazanmalarını sağlamaktadır. İstenmeyen bir durumla karşılaşan sporcu, etik karar verme süreçlerine sığınabilir. Birçok ülke ve spor topluluğu: “Etik olarak nasıl davranmalıyım?” sorusundan hareketle davranış standartları belirlemişler ve bu duruma “etik kodları” adını vermişlerdir. Etik kod kavramı “neleri nasıl yapmalıyız?” sorusunun bir manifesto niteliğinde metne dökülmüş halidir. Avustralya Spor Birliğinin oluşturduğu Etik Kodlar adlı metin bu doğrultuda oluşturularak bütün sporculara dağıtmıştır.

Spor etiği, ahlaki değerlerle ayrı düşünülemez. Bu değerler içerisinde fair play spor ahlakının bir ilkesidir. Ayrıca ahlaki bir normdur. Biraz daha fair playi açmaya ne dersiniz?

Spor etiği içerisinde yer alan kavram, adil ve dürüst oyunu ifade etmektedir. Spor yaparken veya müsabakalar içerisindeyken nasıl davranılması ve kurallara uyulması gerektiğini anlatan bir üst ahlak durumudur. Sporla uğraşan herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Ayrıca sadece sportif ilişkileri düzenlemez, bir kültür durumu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Kuyrukta sıra beklemek, başkalarına saygı göstermek, kendi hakkına sahip çıkmak… Bunlar sporla yayılabilecek ve toplumsal yaşayışı da olumlu yönde etkileyecek davranışlardır.

Örneğin, 11 yaşındaki minik sporcunun kros seçmelerinde başlangıçta düşen arkadaşını yarışı bırakarak ambulansın bulunduğu noktaya kadar taşıması spor etiğinin bir gereğidir. Jokey Erhan Yavuz’un yarış sırasında atın kopan kantarmasını rakibine uzatarak yarışın tamamlanmasını sağlaması 2019 yılında spor müsabakalarında fair play örnekleri olarak karşımıza çıkmıştır.

Bu davranışlar sadece spor alanında gibi gözükse de aslında toplumsal karakterin gelişimini de desteklediğini söylenebilir. Sporcuların yansıttığı örnek insan modeli aslında tüm toplumca benimsenmelidir. Çünkü parkurlardaki dil aslında günlük hayatın içinde de karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, koşucuların yarışlar başlamadan birbirlerine başarılar dilemesi sabah markette karşılaştığın tanımadığın birine günaydın demekle aynı anlamı taşımaktadır.

Spor etiğinin kapsadığı erdemler: Spor etiği, birtakım temel erdemleri kapsamaktadır. Bunlar; adalet, eşitlik ve tarafsızlık doğruluk ve dürüstlük, profesyonellik ve sorumluluk, saygı, güvenilirlik, önemseme, vatandaşlıktır (Aydın, 2018: 22).

Sporda Etik İlkeler  

Eitzen sporda uyulması gereken etik ilkeleri 4 maddede açıklamaktadır (Aydın, 2012: 167-169):

1) Sporcu bir araç değil amaç olarak görülmelidir.

2) Spor yarışmaları adil olmalıdır.

3) Sporda katılım, liderlik, kaynaklar ve ödüller başarı odaklı olmalıdır.

4) Spor yarışmalarında tüm katılımcıların güvenliği sağlanmalıdır.

Kapitalizm ve küreselleşme sonucunda toplumsal değerlerde de bazı değişiklikler olmuştur.  Maddi kazancın ön plana çıkması doping kullanan,  şiddete başvuran, rakibinin zor durumundan faydalanarak fırsatçılık yapan, haksız eylemlerde bulunan ve bu eylemleri hoş gören kirli zihniyetli sporcu ve spor yöneticilerinin varlığını ortaya çıkarmıştır, günümüzde sporun endüstriyel bir hal alması etik dışı davranışlara zemin hazırlamıştır.

Sporda Etik Dışı Davranışlar

Sporun ruhuna, sportmenliğe ve fair play anlayışına aykırı olan eylemlerdir. Sporda etik dışı davranışlardan bazıları başta doping olmak üzere şike, şiddet ve teşvik primi, cinsiyetçilik ve ırkçılıktır.

Doping; Doping, etik dışı bir davranış olmakla birlikte sporcunun sağlığını bozan, ölümüne yol açan, sporu ruh ve beden sağlığını koruyan bir aktivite olmaktan uzaklaştıran bir eylemdir. 1998 yılında ünlü koşucu Florence Griffith Joyner yüksek miktarda büyüme hormonu kullandığı için kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmiştir.

Şike; maddi ya da manevi çıkar sağlamak amacıyla spor karşılaşması ya da yarışının sonucunu değiştirmeye yönelik yapılan anlaşma olarak tanımlanabilmektedir. Dünyada futbol başta olmak üzere basketbol, at yarışı, tenis, güreş gibi birçok spor dalında şikeye başvurulduğu tespit edilmiştir.

Şiddet; sporcular, antrenörler, hakemler, yöneticiler, taraftarlar ve sporun diğer paydaşları arasında ortaya çıkan fiziksel ya da sözlü saldırılardır. Sporda şiddetin 3 türü bulunmaktadır. Bunlar; ideolojik (politik) şiddet, dini şiddet ve ırkçı şiddettir.

Irkçılık kısmını burada açmakta fayda görüyoruz. Irkçılık; sporda hangi ten rengine veya hangi etnik kökene sahip olduğunun bir önemi olmamalı. Ancak bazı etik değerlerden yoksun insanlar için durum bu şekilde olmayabiliyor. Tarihte bunun örneklerini fazlasıyla görmekteyiz. Örneğin, 1936 yılı olimpiyatlarında Hitler’e büyük bir ders veren Jesse Owens. Siyahi bir atlet 100 metre koşusunda 10.3 saniye ile rekor kırarak şampiyon olup Hitler ideolojisinin sporla yıkılabileceğini kanıtlamıştır. Ancak o dönemde 4 madalya ile ülkesine dönen Owens dönemin bakanları tarafından tebrik dahi edilmemiş, ülkesinde beyaz ırktan olanlarla aynı musluktan su bile içememiştir. Birçok işte çalışmak zorunda kalan atletin yaptığı açıklama ırkçılığın ve sporcuya sahip çıkmamanın özeti niteliğindedir: “Ne yapsaydım? Evet, 4 altın madalyam var ama madalyaları yiyemezsin.” Üzerinden yıllar geçmesine rağmen benzer, insanlık dışı ve spor etiğine uygun olmayan olaylar devam etmektedir.  1968 Meksika Olimpiyatları madalya töreni sırasında birinci ve ikinciliği göğüsleyen siyahi atletler Tommie Smith ve John Carlos, siyahi ırka yönelik her alanda yapılan olumsuz tutumları protesto etmek amacıyla kürsüde siyah eldiven taktıkları ellerini yumruk yaparak havaya kaldırmışlar ve seyirciler tarafından yuhalanmışlardır. Ancak Smith’in yaptığı açıklama yüreklere oturmuş ve sporcuya bakış açısının ne kadar pragmatist olduğunu bizlere göstermiştir. “Eğer kazanırsam ABD vatandaşı olarak kazanıyorum, siyahi bir Amerikalı olarak değil. Eğer kazanmazsam veya kötü bir şey yapsam hemen zenci oluyorum onar için. Biz siyahiyiz ve siyah olmakla gurur duyuyoruz. Bu akşam burada ne yaptığımızı siyahi Amerika çok iyi anlıyor, bundan eminim.

Teşvik Primi; başka bir takımın oyuncularına oynayacakları müsabakada üçüncü bir takımın lehine bir sonuç ortaya çıkmasına yönelik performans göstermeleri ve motive olmaları için sunulan kayıt dışı para ve/veya çıkarlardır.

Cinsiyetçilik; toplumda genel algı kadınların bazı spor dallarında var oluşunu idrak edememektedir. Örneğin koşu sporuyla ilgilenen bir kadın sporcu bu durumla parkurlarda fazlasıyla karşılaşmaktadır. Koşu kadın ve erkeğin birlikte yaptığı bir spordur. Parkurlar sadece erkek egemenliğinde değildir. Kadınlar da dayanıklılıklarını göstermekte, çoğu zaman sadece erkek koşucuların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran yarış organizasyonlarında buna aldırmadan azimle koşmaktadır.

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)’da, cinsiyet eşitliği normu kapsamında spor ve beden eğitimi faaliyetlerine yer verilmiş (Madde 10/g), ayrımcılık yasağı normu kapsamında kadınların spora katılım hakları ifade edilmiştir (Madde 13/a). CEDAW’da vurgulanan, kadınların “katılım hakkı”, spora ve rekreasyonel faaliyetlere katılımda erkeklerle eşit haklara sahip olması ve spor alanında ayrımcılık yasağının kabulüdür. 1995 yılında, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planı’nda, kadın eğitim ve öğrenimi, kadınlar ve sağlık, yetki ve karar alma sürecinde kadınlar ve kız çocukları stratejik hedef alanlarında spora yer verilmiştir.

Tüm bu açıklamalardan yola çıkarak patikada “Kendini zorlama istersen!” cümlesini duymak istemediğimizi açıkça belirtebiliriz. Çünkü kadınlar hem fizyolojik hem de psikolojik anlamda çok fazla çaba göstererek o parkurda ben de varım diyor. Bu tarz cümleler motivasyon düşmesine ve cinsiyetçi bakış açısının koşu sporunda varlığını sürdürmesine sebep oluyor.

Koşu Sporunda Etik

Hırsın azim sanılmadığı, DNF olacağını bile bile düşen arkadaşın yardımına koşulduğu, yaralanan biri için çantada yara bandı bulunduran, toplumsal acıları kendi acısı bilen koşucularla dolu, nice koşu parkurları görmek umuduyla başlıyoruz aslında satırlara.

Sporda etik her spor dalını kapsamalı elbette. Ancak bizim özellikle ilgilendiğimiz dal koşu olunca buna da ayrı bir başlık açılmasının önemli olacağını düşündük.

Koşu devamlılık gerektiren bir spor dalıdır. Haftanın belki üç belki dört günü bir toplulukla veya bireysel olarak, kadın erkek birlikte bazen asfaltta bazen patikada bu spora dâhil olmak mümkündür. Ancak koşucuların da bazı değerlere sahip olması gerekmektedir. Örneğin, koşucuların hırslarına yenik düşmeleri, kıyaslamaya gitmeleri kendi psikolojilerini ve insan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Unutulmaması gereken kişinin kendini aşması durumudur, bir başkasının pacesine odaklanıp bunun hesaplaşmasını içinde yapan koşucu bir süre sonra hırsına yenik düşecek ve yalnızlaşacaktır. Bu durum hem spor topluluğu içinde kişinin kendi kendini dışlamasına sebep olacak ve mutsuzlaştıracaktır. Bu sebeple azimli olmayı hırslı olmakla karıştırmamak gerekmektedir.

Bir yarışta olduğumuzu düşünelim. Yanından geçtiğimiz bir koşucu bileğini burkmuş veya yaralanmış olabilir. Onu orada yalnız başına bırakmak ve finishe odaklanmak etik anlamda büyük bir yanlıştır. Çünkü önemli olan her sporcu değerlidir ilkesinden yola çıkarak sporcu arkadaşına el uzatabilmektir. Varsın cut off geçsin, DNF olunsun. Önemli olan sana ihtiyacı olan bir koşucuya omuz olmak, yoldaş olmaktır.

Koşarken sırt çantalarımızda yara bandı, enerji jeli veya bazen de yedek su bulundururuz. İhtiyaç dâhilinde bunları paylaşmak da büyük bir erdemdir. Yaralanan birine yara bandı vermek veya enerjisi tükenen birine enerji jeli takviyesi sağlamak “ya benden önce finishi görürse?” kirli düşünce sistemini çökertici on numara harekettir.

Koşmak aslında büyük bir ailenin parçası yapıyor koşucuyu. Her yarışta yeni birini tanımak ve bir şekilde bağlantı kurmak durumunda kalınıyor. Sosyal medya bu bağı elbette güçlendiriyor. Bu ailenin bir ferdinin canı yandığında, ailenin diğer bireylerinin toplanıp derman olmaya çalışması da spor etiğinin bir gereğidir. BOLD da koşu sporunun büyük ailelerinden biri. Toplumsal sorumluluğun bilincinde olan erdemli koşuculardan oluşan topluluk duyarlılığıyla da örnek oluyor. Çevre temizliğine verdiği önem ve bunu sporla birleştirip plogging etkinliğiyle Eymir Gölü etrafını çöplerden arındırması çevre bilincine verdiği önemi bizlere göstermektedir. Ayrıca doğaya karşı sorumluluk sahibi olmamız konusunda topluma örnek olmuştur. Toplumsal duyarlılığı, toplumsal yaraları sarmayı da, son dönemde canımızı yakan orman yangınlarına, bir nebze de olsun bir damla olabilmeyi sağlamıştır. Yardım kampanyasına verdiği destekle de sporun ve sporcunun aslında toplumdan bağımsız olamayacağını ve toplumun duyarlılığının gelişmesinde en büyük vazifelerden birinin sporcularda olduğunu bizlere göstermiştir.

Sporu spor yapan değerler barış, hoşgörü, güven, sorumluluk ve saygıdır. Sporcu da bu değerleri yaşatan toplumun örneklerindendir. Eğer bu değerleri sporcu yansıtamazsa toplumda da bozulmalar başlayacaktır. Çünkü birçok insan takip ettiği sporcuyu idealleştirmekte ve onun yolunda yürümek istemektedir. Çocuk yaşlarda elbette birçok kişi futbolcu olmak istemiştir, öyle değil mi?

Spor etiğinin ilkelerinin benimsenmesi toplumun karakter ve ahlak oluşumunu  destekleyecektir. Son dönemlerde yaşadığımız zorluklara birçok spor topluluğu birbirine sarılarak destek olmadı mı? Bu sporun hem birleştirici, hem iyileştirici gücünden hem de etik değerlerden olan toplumsal sorumluluğun gereğinden kaynaklandı. Son olarak Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Evet, herkes zeki olmayabilir, herkes yeterince çevik de olmayabilir ama her sporcu ahlaki ve etik değerleri benimseyebilir ve yaşatabilir.

Dipnot: Sporda yapılan ve yapılacak olan her türlü ayrımcılığa, haksızlığa kısacası etik dışı bütün davranışlara karşıyız ve bunların karşısında olmaya da devam edeceğiz. “Fortune Favours The Bold”

KAYNAKÇA

Afacan, E., Göral, M., Çobanoğlu, G.  (2016). Spor ve Felsefe İlişkisi, CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 11(1).

Aydın, İ. (2006). Eğitim ve Öğretimde Etik. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.

Aydın, İ. (2012). Yönetsel, Mesleki Ve Örgütsel Etik. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.

Aydın, İ. (2018). Meslek Etiği, Karar Verme Ve Etik Dışı Davranışın Gerekçelendirilmesi. Erişim adresi: http://etik.gov.tr/inayetaydin-Meslek-Eti%C4%9Fi-EtikKarar-Verme-ve-Etik-Disi-Davrani%C5%9Flarin-Gerekcelendirilmesi.pdf (Erişim Tarihi: 02.08.2021)

Esmer, Y.  (2020). Sporda Yönetimi Ve Etik, Editör: Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Yaşar Gök Dr. Öğr. Üyesi Faruk Dayı, Ankara: Nobel Bilimsel Eserler, s. 473

Koca, C. (2018). Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi Sporda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması, CEİD Yayınları: 11

KOÇAK, F.  Spor Sosyolojisi Sporda Etik Dışı Davranışları. Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Ders Notları.

Lea Cleret, Mike McNamee, Stuart Page (2015). Sports Integrity’ Needs Sports Ethics (And Sports Philosophers And Sports Ethicists Too). Sports, Ethics and Philosopy, 9/1, 1-5.

Öngel, H. B. (1997). Sporda Etik Değerler Açısından Doping, Gazi Beden Eğitimi ve Spor bilimleri Dergisi, 2/2, 68-79.

Pehlivan, Z. (2004). Fair-Play Kavramının Geliştirilmesinde Okul Sporunun Yeri Ve Önemi, Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2004, II (2) 49-53.

Soygüden, A. (2019).  Sporda Finansal, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Editörler Sporda Yaşanan Örnek Etik Davranışların Toplumsal Karakterin Oluşmasına Etkileri. J. Halal & Ethical Res. 1 (1): 60-72.

Şeker, İ., Uslu, T. (2020). Spor Yapan ve Spor Yapmayan Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Beceri, Saldırganlık ve Spor Ahlakı Düzeylerinin İncelenmesi: Harran Üniversitesi Örneği, Spor Eğitim Dergisi, 4/2, 172-189.

Tanrıverdi, H. (2012).  Spor Ahlakı ve Şiddet,  The Journal of Academic Social Science Studies, 5/8, s. 1071-1093.

Turhan, M. (2007). Genel ve Mesleki Lise Yöneticilerinin Etik Liderlik Davranışlarının Okullardaki sosyal Adalet Üzerindeki Etkisi, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler enstitüsü, Doktora Tezi.

 Türkçe Sözlük  (TDK, 2019)

Usta, A. (2011). Kuramdan Uygulamaya Kamu Yönetiminde Etik ve Ahlâk, KMSİÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.1, S.2

İnternet Kaynakları

https://tr.wikipedia.org/wiki/1968_Meksika_Olimpiyatlar%C4%B1_200_metre_madalya_t%C3%B6reni_protestosu

https://tr.wikipedia.org/wiki/Jesse_Owens

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın